top of page
Search

Terapi öncesi varsayımlar ve 'yetkinlik varsayımı'


Alternatif ve Destekleyici İletişim sistemleri sözel iletişimi destekler veya sözel iletişime alternatif olarak kullanılabilir. Bu yolculuğa başlamadan önceki ilk adım öğrencinin yetkinliğini varsaymak. Bu ne demek? Başlamadan önce öğrencinin iletişim kurma ve öğrenme yeteneği olduğuna inanmamız gerekiyor. Buna genellikle “en az tehlikeli varsayım”denir. Çünkü ta başlangıçtan öğrenciye inanmamak ve birşey yapamayacağını düşünmek çok daha tehlikelidir.



Öğrencinin yetkinlik geliştirme yolunda olduğunu varsayarak başlamalıyız. Doğru ve etkili müdahale, tutarlı örnekler, doğru araçlar ve bol miktarda uygulama, onları gelişmiş iletişim yolunda ilerletecektir.

Yetkinlik varsayımı iki ilkeye dayanmaktadır ve bunlar, teşhis veya engellilik derecesine bakılmaksızın tüm kişiler için geçerlidir. Bu ilkeler:

1) Herkesin söyleyecek bir şeyi var

2) Herkes öğrenebilir Herkesin söyleyecek bir şeyi var ilkesinden başlayalım. Her insanın içinde fikirleri vardır. Dışarıdan gözlemleyene nasıl göründüklerine bakılmaksızın bu yeti oradadır. Herkesin duyguları, gözlemleri, tercihleri, görüşleri, hikayeleri, hatıraları ve hayalleri var. Bazı insanların henüz bu iç fikirleri ifade etmeleri için bir yolu yoktur. Ancak buna rağmen bu fikirler hala gerçektir ve oradadır. Amacımız her iletişimcinin kendi iç düşüncelerini ifade etmesine izin vermek olmalıdır. Onlara, bunu herkesin anlayabileceği bir ifade biçimi sunmalıyız. Bu zengin iç düşünceler sadece talep etmenin ötesine uzanır. Herhangi bir zamanda, herhangi birisine bir şey söyleyebilmeyi içerir.


İkinci ilke: Herkes öğrenebilir. Bir kişi konuşmayı kullanarak iletişim kuramadığında, kişi ile ilgili bilmediğimiz çok şey vardır. Dili anlama ve kullanma yeteneklerinden emin olamayız. Yeteneklerini ve potansiyellerini henüz bilmiyoruz. Ancak en az tehlikeli varsayımı yapmalı ve yetkinliği varsaymalıyız.  Doğru ADIS araçlarına yönlendirmeyi sağlamalıyız. Bu araçlarla zamana ve eğitime izin vermeliyiz. Bu olmadan bir kişinin potansiyelini bilmenin hiçbir yolu yoktur.  Uygun eğitim ve araçlar verildiğinde herkes öğrenebilir ve büyüyebilir.


Herkesin söyleyecek bir şeyi olduğuna ve herkesin öğrenebileceğine inandığımızda, bu seçtiğimiz ADIS sistemini ve kelime dağarcığını etkiler. İnsanların potansiyellerini ortaya koymalarını ve iç düşüncelerini ifade edebilmelerini sağlayabilecekleri kelimeleri seçmeliyiz. Bunu yapmak için, seçeceğimiz ADIS sistemi  3 temel maddeyi içermelidir. 


1. Onlara kelimeler verin:

Sözel iletişimi etkili biçimde kullanamayan kişiler eşsiz ve savunmasız bir konumdadır. Kendilerini ifade etmek için bizim onlara sunduğumuz yöntemlere ihtiyaç duyarlar.. Bu yüzden mümkün olduğunca çok kelimeye erişim sağlayan bir kelime dağarcığı seçmeliyiz. Onlara söyleyebilmek isteyecekleri  tüm kelimeleri vermeliyiz!

2. İletişimin tüm fonksiyonlarından yararlanın: İnsanların iletişim kurmasının birçok farklı nedeni vardır. ADIS’i öğretirken sıklıkla talepte bulunma ile başlarız, çünkü burası başlamak için en kolay yer gibi gelir. Ancak insanların zengin iç yaşamlarını ifade etmek için iletişim kurmasının başka birçok nedeni var. Yetkinlik varsayarsak, herkesin iletişim kurmak için tüm bu nedenlere erişmesi gerektiğini varsaymalıyız.

3.Alfabeye erişim :ADISsistemi sadece sembol tabanlı bir iletişim sistemini öğrenme yetkinliğini üstlenmemelidir. Aynı zamanda bir miktar okuryazarlık öğrenme yetkinliğini de üstlenmelidir. Bağımsız olarak heceleme yeteneği, bir ADISkullanıcısına ifade özgürlüğü verebilir. Bunu öğrendikten sonra öğrenci ADIS sistemine yeni bir kelime eklemek için bir terapiste bağımlı olmayacaktır. Bununla birlikte, tam okuryazarlığa ulaşılamasa bile, herhangi bir okur yazarlık derecesi bir değerdir. Yetkinlik ve öğrenme yeteneğini varsayan bir ADIS sistemi de alfabeye kolay ve tam erişim sağlamalıdır!


Tüm insanlara saygı ve haysiyetle davranılmalıdır. ADIS kullanan biri farklı veya daha az değildir. Bizimle sözel iletişime geçemeyen kişilerle ilgili iletişim ve öğrenme konusundaki tutumumuz çok önemlidir. Tutumumuz, etkileşim şeklimizi ve sağlayabileceğimiz fırsatları değiştirir. Bu aynı zamanda önkoşul beklenetimizi de etkiler. ADIS kullanmak  daha doğrusu bireyin iletişime geçmesi için herhangi bir önkoşul bulunmamaktadır. Öğrencilerimiz ADIS’e erişmeden önce belirli becerileri göstermek zorunda kalmamalıdır.ADIS’e başlamak için asla çok genç ya da çok yaşlı değildirler. Kendilerini kanıtlamak zorunda değillerdir.


Herkes öğrenebilir. Herkesin söyleyecek bir şeyi vardır. Ama onlara bunu ifade etme şansını verene kadar bunun ne olduğunu bilemeyiz.

113 views0 comments

Recent Posts

See All
Post: Blog2_Post
bottom of page