top of page
Search

İletişim erişilirliği - ADIS kullanıcısından ADIS kullanımı üzerine.

Merhaba ben Saoirse, birden fazla engelli tanısı olan, otistik bir ADIS kullanıcısıyım. Facebook üzerinden birkaç farklı ADIS grubu yönetiyorum. Bu sunumun amacı iletişim erişilirliği ile ilgili toplumda ne yapabileceğimizi tartışmak. Başlamadan önce suistimal ve tacizden bahsedileceğinin üzerinde durmak isterim dolayısıyla lütfen dikkatli v hazır olun ve sadece doğru bir ruh halindeyseniz izlemenizi öneririm. Konuşmak için ağzını ve sesleri kullanan (sözel iletişim) kişiler için yaratılmış ve geliştirilen bir toplumda yaşıyoruz. Önceliğin konuşan kişilere verildiği ve herşeyin sözel olarak konuşma üzerine inşa edildiği bir toplumda yaşıyoruz. Bugün herhangi bir şey yapmak için sözel iletişim kurmanız gerekiyor ör: okula gitmek istiyor musun? Eğitim almak, iş bulmak istiyor musun? Ödeme yapmak istiyor musun? Randevu ayarlamak mı istiyorsun? Acil bir arama mı yapmak istiyorsun? Doktorunla konuşmak, yalnız bir kahve içmek mi istiyorsun? Bunların hiçbiri sözel olarak iletişime girmiyorsan veya yanında sözel olarak iletişime geçebilen biri yoksa imkansız. Teknoloji giderek gelişse de hala sözel olmayan kişiler için yeterli değil. Herkes e-mail, internet, mesajlar, SMSler kullansa da ve herkes ADIS’ın daha erişilir olduğunu savunsa da hala çok kısıtlı bir iletişim erişilebilirliği mevcut. Hala günlük hayatımızda sözel iletişime bağımlıyız ve artık bunun değişmesi gerekiyor. ADIS kullanıcısıyla iletişime geçen bir kişinin verdiği iki farkı reaksiyon vardır; ya bundan çok etkilenirler ya da bundan rahatsızlık duyarlar ve bu iki reaksiyon birbiri arasında geçiş yaratır. Ve ADIS hala en son çare olarak görülmekte halbuki günlük hayatıımızın içine dahil edilmelidir. Aileler ADIS ile ilgili ancak çocuklar 4-15 yaşları arasındaysa haberdar olurlar. Aileler çocuklarının hayatını iyileştirmeye çalışırlar ve gelecekleri ile ilgili endişe duyarlar. Ancak ta çocukluk zamanlarından tüm odak öğrencilerin sözel iletişime geçmesi üzerinedir. Bunun değişmesi gerekmektedir. Aileler çocuklarının geleceği ile ilgili endişelenirken en büyük endişeleri sözel iletişim üzerinedir; eğer konuşamazlarsa nasıl bir hayatları olabilir ki? Ancak hedef gerçek ve etkili bir iletişim kurabilmek olmalıdır ve çocuğun etrafındaki etkenleri göz önünde bulundurarak iletişim imkanları artırmak olmalıdır. Sözel iletişim, sesler vs dışında.

Özet şu, eğer otistik ve sözel olmayan bireylerin hayatlarını iyileştirmek istiyorsunuz bunun için çevremizi daha erişebilir hale getirmeniz ve iletişim erişilirliğine dikkat etmeniz gerekmektedir. Duyusal erişilebilirliği artırmak da çok önemlidir ve bu sunumda birkaç tanesinden bahsedeceğim.

Erken çocuklukta dahi tüm hedefin sözel iletişim olması aslında zarar verir çünkü birçok araştırma ADIS’in sözel iletişimi desteklediğini kanıtlamıştır. Ancak sadece sözel iletişimi hedeflemek ve tüm bu imkanları yok saymak çocuğun ruh sağlığı, fiziksel, psikolojik sağlığını negative olarak etkiler ve bu acımasızcadır. ADIS sadece başka çare olmadığı zaman önerilir ve bunun değişmesi gerekmektedir. ADIS’e mümkün oldukça erken başlanması gerekir ve ADIS her zaman erişebilir olmalıdır. Alternatif iletişim topluma entegre edilmeli ve kültürümüz ve günlük hayatımızın bir parçası olmalıdır. İletişim için birden fazla opsiyon ve çözüm olduğunu hatırlamalıyız.

Otistik ve sözel olmayan kişilerini hayatlarını iyileştirmek istiyorsanız dünyayı daha erişilebilir kılmalısınız. Bunun için iletişim erişilirliğinden başlamalısınız.

Peki bunu nasıl yapabiliriz? Şu an ne yapabilirsiniz? Toplumun bakış açısını nasıl değiştirebiliriz? İşte benim birkaç fikrim, ancak hepsi değil.

Öncelikle iletişimin herkesin hakkı olduğunu hatırlamamız gerekir!

Ve Otizm’i nasıl gördüğümüz ve ele aldığımızı bir daha düşünmemiz gerekir. Bunun için verilen terapilerle ilgili düşüncelerimizi değiştirmeli ve otistik ve sözel olmayan çocuğa erken çocuklukta kendini ifade edebilmeli için çocuğun tercih ettiği yöntemle onu desteklememiz gerekir.

ADIS mümkün olduğunca erken başlanmalı. 13-24 aylık öğrencilerle ADIS çalışmasının başlanmasının yaygın olması gerekmektedir. Hatta süper ideal bir dünyada birçok engelli veya engelli olmayan çocuk kendi ADIS sistemleri ile başlayarak bunu hayatları boyunca sürdürebilmelidir. Kişiler ADIS’ı kullanmamalarının ve bunu aile ve çocuklara önermemelerinin zararlı olduğunu fark ediyor olmalılar. ADIS’I önermeyen, desteklemeyen, alternatif iletişim metodlarını savunmayan DKT, aile, veya öğretmenler gibi profesyonellerin bu hareketini suistimal olarak değerlendirmeli ve bunun bir cezası olmalıdır.

ADIS kullanan öğrenci ADIS’i anlamsız sesler çıkarmak için kullanıyor olsa bile bunu elinden alamazsınız çünkü bebeklerin babıldamalarına izin verilirse ADIS kullanıcılarına da bu hak verilmelidir. Kimse bebeklerin ağzını kapatmıyor veya onları susturmuyor. Bunu sözel olmayan öğrencilere yaptığımızda bunun şiddet ve suistimal olduğunu farketmemiz gerekmektedir.

Şimdi biraz okullardan bahsedelim. Okullar ADIS’I entegre etmeli ve bunu normalleştirmelidir. Bunun için görsel ajandalar, fotoğraf kartları kullanılmalıdır. Bunlar ABA veya PECS olarak değil günün bir parçası olarak iletişim için kullanılmalıdır. Bunun söylememeliyim ancak Braille alfabesi ve görselleri de kullanmalıdır okullar. Bütüncül ADIS kullanmalı ve bunları öğrencilere erişilebilir hale getirmelidir. Bunlara örnek LAMP, Proloquo2go, coughdrop gibi aplikasyonlar olabilir. Daha fazla sahte, yüksek perdeli bir bebek sesi taklidi yapmamalısınız. Bu her seferinde engelli öğrencilere bebek gibi davrandığınızın bir göstergesidir ve bize bir köpeğe eğitim verir gibi eğitim vermemelisiniz. Öğrencinin yaşına, becerisine göre eğitim ve materyal sunmalı ve yeterlilik varsaymalısınız.

ADIS kullanıcısına destek olmabilmek için siz de ADIS’i günlük hayatınızda etkili olarak kullanmalı ve öğrenciye örnekler verebilmelisiniz.

Ben ADIS’i normalleştirmek istiyorum ve sözel ileitşim ve alternatif iletişim arasındaki geçişleri de normalleştirmek istiyorum. Erken yaşta bunun normalleştirilmelisi ve kültürün bir parçası olması gerekiyor ve konuşan çocukların ADIS kullanıcısı çocuklarla iç içe yaşaması gerekiyor. Sözel iletişimin öncülük almaması gerekiyor.

Modern teknolojiyi konuşmak için de bir zaman ayırmalıyız. Aplikasyonlar ve cihazlar birçok eğlenceli ve etkili özellikler geliştirdiler. Ancak bunlar daha çok sözel iletişime geçen insanlar için uygun; bunları sözel olmayan kişiler için de geliştirmeliyiz. Örneğin göz ve baş hareketleri ile kullanılabilen cihazlar günlük hayata katılımı etkili bir şekilde artırmaktaıd. Bu cihazların daha taşınabilir ve ekonomik olarak uygun olmaları gerekmektedir. Böylelikle hem erişebilirliği artırabiliriz hem de bunu birçok kişiye uygun hale getirebiliriz. Çünkü şu ana kadar ekonomik açıdan bunu uygun bulmayanlar bu opsiyondan geri durmuş olabilirler. Otistik bireyler motor sıkıntılara rağmen gözle veya baş hareketleriyle kontrol edilen cihazlar için değerlendirilmemektedir. Bu erişim imkanı bireylerin ellerini özgür bırakıp telefon veya farklı cihazlar gibi imkanlar da sağlar. El jestlerini tanıyan telefon ve cihazlar da çok yardımcı olabilir. Örneğin Alexia, veya Siri’yi işaret dili kullanarak aktive edebilmeniz harika olabilir. Otistik bireyler başkaları için anlamsız olabilir kasıtsız sesler kullanabilmektedir. Bunları algıyan ve anlamlaştıran özellikleri olan cihazlar da çok yardımcı olabilir. Bunun dışında amazon echo, bixby, Siri gibi özelliklerin ADIS’in yapay sesini de tanıyor ve bununla aktivite ediliyor olmasını birçoğumuzun hayatını kolaşlaştırabilir. ADIS’de kullanabileceğimiz seslerin çeşitliliği artırılmalıdır, farklı aksan, prosodi ve farklı etniklerden kişilerin sesleri kullanılmalıdır. Bunun dışında ADIS kullanıcıların daha fazla seminer ve araştırmalara çağrılması ve geniş bir çevre tarafından dinlenilmelisi harika olurdu. Bunun için teknoloji firmalarının çalışması ve iletişim erişilebilirliğinin artırılması için çalışmalar yapılmalıdır.

Görmek istediğim şeylerden biri de alfabe ve Braille ile beraber hazırlanan, iki dilli büyük sembol panoları. Bunlar toplumsal mekanlarda olmalı, şehir levhalarının içine dahil edilmeli ve çocuk parklarında da görülebilmelidir. Küçük versiyonlarını tren istasyonlarında, alışveriş merkezlerinde, kapıların üzerinde göreblimek de isterim. Yemek menülerinde görsellerin daha büyük olarak dahil edildiği bir versiyon düzenlenebilir. Bu engelli bireylere destek olabileceği gibi engelli olmayan çocukların da bağımsızlığını destekleyecektir. Buna fonksiyonel ileitşim de eklenebilir ‘teşekkür ederim’, ‘hayır’, ‘alerjim var’ gibi. Bunun dışında işitsel olarak geri dönüş veren opsiyonlar da düşünülebilir. Menülerin her zaman Braille opsiyonu da olmalı. Menüleri için tablet kullanan restoranlar yazılı menüler ile görsel menüler arasında değişime imkan sağlamalı. Öğrenme güçlüğü olan kişiler için yapılabilecek değişikliklerden bahsedelim şimdi de. Topluma açık tüm mekanlardaki materyallerin öğrenme güçlüğü olan kişiler için uygun hale getirilmelidir örneğin restoran menüleri ,gazeteleri formlar, yasal bilgiler. Bu engelli olmayan kişilerin de bu komplek bilgileri daha kolay anlamasına yardımcı olur ve herkes için erişebilir bir hale gelir. Bu aynı zamanda kalabalık aktiviteler için de geçerlidir. Bazı katılımcıların sözel olmayabileceğini de düşünerek plan yapılması gerekmektedir. Materyallerinizi katılımcılara en azından bir hafta öncesinde ulaştırmalısınız ve onları bu durum için hazırlayabilirsiniz. Böylece ADIS kullanıcıları bu bilgileri kendi cihazlarına katabilirler. Hazırlayacağınız aktivitelerin engelli bireyler için uygun olduğuna dikkat etmelisiniz ve tekerlekli sandalyeli kişiler için uygun olmalıdır. Bunun dışında sesleri, ışıkları, ortamı da göz önünde bulundurmalısınız. Aktivitelere ekstra katılımı aynı zamanda tele-konferans ve uzaktan katılım imkanları ile herkese erişebilir hale getirebilirsiniz. Bu etkinliklerde tüm çalışanların ADIS üzerine bilgilendirme programlarına katılmaları ve bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bunun çok derin ve komplike olması gerekmemektedir. Sadece kişilerin cevapları için beklemeleri, çok fazla soru sormamaları, cihazlara dokunmamaları gerektiğini vs bilmeleri gerekmektedir.

Hastanelerde de kişilerin ADIS ile ilgili bilgilerini artırmamız ve iletişim erişebilirliğini geliştirmemiz gerekmektedir. Her doktor ve hastanenin görsel iletişim panolarına, alfabe panolarına ve fotoğraflara erişimi olmalıdır. Bunlar sadece minimal önlemler, başlangıç olarak kullanılmalıdır ancak iletişim erişebilirliğini artırmak için yapabileceğimiz daha bir çok şey var. Diğer şeyleri değiştirmek kocaman kültürel değişimler gerekmektedir ancak şimdilik bu küçük değişimlikleri yapmak kolaydır ve başlayabiliriz.

Konuşan ve konuşmayan herkesin eşit olmasını istiyorum. İletişim desktelerinin topluma entegre olmasını ve bunların normalleşmesini istiyorum.Multi model iletişimin normal olmasını ve farklı alternatif iletişim imkanlarının arasında seçimler yapmanın normal kabul edilmesini istiyorum.

Eğer otistiklerin ve sözel olmayan bireylerin hayatını iyileştirmek istiyorsanız sözel iletişime bağımlı olmayan bir toplum oluşturmalıyız. Bunun olabildiğince erken yapmalı ve bireylerin seslerinin duyulmasına yardımcı olmalıyız. Söyleycek ve yapacak daha çok şeyimiz var. Bu bir başlangıç. İletişim erişilebilirliğini ciddiye almalıyız.

https://www.youtube.com/watch?v=iCvnVcqUFL8&feature=youtu.be


51 views0 comments

Recent Posts

See All
Post: Blog2_Post
bottom of page