2012’de City University London, dil ve konuşma terapistliği bölümünden mezun olduğum günden itibaren Londra’da National Health Services (NHS), ulusal sağlık servisi sektöründe çalıştım. NHS için çalışmak bana her zaman gurur vermiştir; herkes için ücretsiz ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sağlayan bir enstitüye bağlı çalışmak aynı zamanda bana aitlik hissi vermiş, beni tatmin etmiştir.
Elbette ki bu kadar büyük bir servis için çalışabilmek bu servisin kural ve ilkelerine ayak uydurabilmeyi gerektirir. Bu sebeple tüm NHS çalışanların yasal olarak uyması gereken ‘code of conduct’ , mesleki ahlak kuralları ve çalışma ilkeleri vardır. Bunlar hem çalışanı, hem hizmet alanı hem de genel olarak NHSi korur, şekillendirir ve geliştirir. Bu kurallar gizlilik ilkesini, profesyonelliği, araştırmaya dayalı çalışmayı, ayrımcılığa karşı durmayı içerir.
Artık NHS’e bağlı olarak değil; özel olarak, kendim için çalışıyorum. Bu sebeple hem deneyimlerinden hem de kişisel prensiplerimden etkilenerek kendim için derlediğim mesleki ahlak kurallarını sizinle paylaşmak isterim. Bu benim dil ve konuşma terapisti olarak görevimi, hedeflerimi, sorumluluğumu, yükümlülüklerimi ve duruşumu biçimlendirir. Kendim için belirlediğim bu kurallar hayatıma giren ve hayatına girdiğim herkesin gizliliğini koruyabilmeme, mahremiyetine, kişisel özgürlüğüne ve bağımsızlığına saygı duyabilmeme, gelişimlerini desteklemeye ve bunu yaparken de kişilerin haklarına ve refah seviyelerine, toplumsal katılım ve hayat kalitelerine önem vermeme yardımcı olur.
İlke 1) Düşünce yapımı engellilikte Sosyal Model yaklaşımı yönlendirir:
Engellilikte sosyal model sağlığı etkileyen faktörlerin sadece insan bedeninin işlevsel yeterliliği ile sınırlı olmadığını; aynı zamanda fiziksel çevre faktörlerinden sosyoekonomik duruma kadar insanın karşılıklı ilişki içinde olduğu birçok faktörün de dikkate alınmasının gerekliliğini savunur. Sosyal modelin temel önerisi kişinin fiziksel, zihinsel vs becerilerinden öte, çevresel, fiziksel, mekansal koşullar toplumsal tutumlarla birlikte bireyi engelli kılmaktadır. Bu koşullar altında olumlu yönde tutum değişikliği yaratmak sorunları hafifletebilecektir.
Bu yaklaşımı benimsemek; hayatıma giren ve hayatına girdiğim kişilerin engellerinin sadece fiziksel ve/veya nörolojik olmasından öte, çevrelerinin ve toplumun onlara dayattığı engellerin de farkına varmama yardımcı olmuştur. Bu sebeple terapi seansları için hazırladığım kişilerin hem fiziksel, nörolojik, psikolojik ihtiyaçlarını desteklemeyi hem de çevrelerinde ve genel olarak toplumda varolan engelleri de göz önünde bulundurmayı içerir. Bu da benim alanımda, toplumsal farkındalık yaratma ve kişinin çevresindeki tüm bireyleri eğitmek ile başlar. Terapi hedeflerini belirlemek için International Classification of Functioning, Disability and Health (Uluslararası İşlevsellik, Engellilik ve Sağlık Sınıflandırması) ‘den yararlanırım. Bu kişinin hem medikal ihtiyacını, hem de çevresel, toplumsal ve kişisel hedeflerini de göz önünde bulundurarak bir terapi planı hazırlamamda yardımcı olur. Seçtiğim hedeflerin direkt olarak danışanımın refah seviyesi; mutluluğu; toplumsal katılımı ve hayat kalitesini desteklemesine önem veririm; çevresindekilerin veya toplumun beklenti ve dayattığı davranışlarla sınırlı kalmam. Bunun için de her seferinde kendimi yeniler; engelli bireylerin kişisel deneyimlerini takip eder; kolay yolu seçmemeye önem veririm.
İlke 2) BM Insan Hakları evrensel beyannamesini benimser, elimden geldiğince uymaya çalışırım. Dolayısıyla benim için:
a) Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.
b) Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir.
c) Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır.
d) Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine, evine ya da yazışmasına keyfi olarak karışılamaz, onuruna ve adına saldırılamaz. Herkesin, bu gibi müdahale ya da saldırılara karşı yasa tarafından korunma hakkı vardır.
e) Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır
f) Herkesin çalışma, işini özgürce seçme, adil ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır.
g) Herkes, eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, insan kişiliğinin tam geliştirilmesine, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır.
h) Herkes, topluluğun kültürel yaşamına özgürce katılma, sanattan yararlanma ve bilimsel gelişmeye katılarak onun yararlarını paylaşma hakkına sahiptir.
Universal Declaration of Human Rights/Declaration Üniverselle des Droits de l’Homme. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 tarihli ve 217 A (III) sayılı kararıyla benimsendi ve ilan edildi.
Bu konuda kendimi geliştirmek için Harvard Universitesi’nin online olarak sunduğu Çocuk Hakları Teori ve Uygulama eğitimini tamamladı. Terapi süresince veya sosyal medya içeriği belirlerken kullandığım ifadeleri ve attığım adımları sürekli gözden geçirerek kimsenin insan haklarını ihlal etmemeyi önemser, buna hayatımın her anında dikkat ederim. Bu sebeple iletişimi erişebilir kılarak herkesin haklarına ulaşmasına destek olabilmeye değer veririm. Bu ADİS alanında farkındalık yaratıp, ihtiyacı olan bireylere ulaştırmakla beraber aynı zamanda varolan bilgi ve kişisel hakları yalın bir dil ile hazırlayıp erişilebilir hale getirerek herkes ulaştırmayı da hedeflemeyi içerir. Yargı karşısında her bireyin kendini ifade edebilme hakkına yönelik olarak da sözel iletişime geç(e)meyen bireylerin tercih ettikleri iletişim yönteminin herkes tarafından kabul edilip, değer verilmesine destek olmayı ve bu alanda farkındalık çalışmalarını da içerir.
İlke 3) Ben yönlendirmem; sadece destek veririm.
Dil ve Konuşma terapisti olarak benim kimseye neyi, nasıl söyleyeceğine dair yönlendirme yapma hakkım olmadığını düşünürüm. Ben sadece kişinin söylemek istediğini söylemesine, olmak istediği kişi olmasına destek olabilirim. ADİS alanında bunu kişinin iletişime geçebilmesi için ihtiyacı olan metodu belirleyerek yapabilirim. Öğrenciye söylemek istediği herşeyi söylemesi için varolan imkanlar hakkında bilgilendiririm, model olurum. Bu alanda öğrenci ve çevresini eğitirim. ADİS metodu belirlerken sınırlı kelime ve iletişim fonksiyonları sunan metodları önermem. Öğrenciye söylemek istediği herşeyi söylemesi için imkan yaratan metodları öneririm; buna karşı gelme; küfür gibi imkanlar da dahildir çünkü bu hayatımızın bir parçasıdır ve herkese bu imkan tanınmalıdır. Terapi hedeflerim benim subjektif isteklerimi içermez; öğrenciye neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlatmak bana düşmez; öğrenciye ve çevresine kendi ilke ve prensiplerimi aktarmaya çalışmam. Ben kendi bilgi ve deneyimlerimi paylaşır ve kişinin kendi hayatı ile ilgili yapacağı seçimlere saygı duyarım.
İlke 4) Her iletişim yönelimi eşittir.
İletişim beceri seviyeleri ile sınırlandırmadan her kişinin söyleyeceği birşeyi olduğuna inanırım ve bunu anlatmak için seçtiği yollara saygı duyarım. Çoğunluğun kullandığı iletişim yöntemi sözel olsa da; sözel iletişimin diğer iletişim yöntemlerinden daha değerli olduğunu düşünmem. Hedefin kişinin söylemek istediği herşeyi söyleyebilmesi olduğunu inanırım. Bu da birçok farklı şekilde ifade edilebilir; jestler, mimikler, yazılar, işaretler, yüksek teknoloji vs.
İlke 5) Attığım adımların, kullandığım ifadelerin sağlamcı olmamasına dikkat ederim:
Ableism; sağlam, tam, yetkin bedenli bireylerin lehine yapılan ayrımcılık ve bedensel, zihinsel ya da ruhsal açıdan herhangi bir farklılığa sahip olan bireylerin yalnızca bu farklılıkları sebebiyle “tam” olmamaları gerekçesiyle uğradıkları haksız muamelelerin adıdır. Ableism kavramı, birkaç Türkçe çalışmada “sağlamcı” çevirisiyle kullanılmıştır. Bu sebeple de kimsenin engelinden ötürü eksik olduğunu düşünmem; zaten X tanısı var bunu yapamaycak demem; sözel iletişimi diğer iletişim metodlarından etkili görmem; nörotipiklerin nöroçeşitliler üzerine verdiği beyanlara itaat etmem; kişilerin kendi deneyimlerine önem verir, düşünce yapımı bunun ile şekillendiririm.
İlke 6) Hata yapabileceğimi ve her zaman öğrenecek yeni şeylerin olduğunu bilirim ve kabullenirim.
Benden farklı düşünen herkesi dinlerim; yenilenirim; öğrenirim ve yeniden yapılanırım. Hata yapmış olmaktan, özür dilemekten, yanlış olmaktan gocunmam. Ortak çalışmaktan, başkalarından öğrenmekten, bir ekip olarak ilerlemekten zevk alırım. DKT görevimi yaparken kendi egomun yaptığım işin önüne geçmemesine önem vermeye çalışırım. Bu sebeple kimse ile yarışa, kıyaslamaya girmem; kendi haklılığımı ispatlamaya çalışmam. Seans, eğitim, paylaşım sırasında hiçbir şeyi kişisel almam.
İlke 7) Gizlilik ve mahremiyete saygı
Hayatıma giren ve hayatına girdiğim kişilerin gizliliğine ve mahremiyetine saygı duyarım. Sözel ve/veya yazılı izin almadan görsel, rapor, terapi içeriğini paylaşmam. Kişiler ile ilgili hazırladığım raporları şifrelendirir, özel bir dosyada saklarım. Bunları paylaşmam; kopyalamam; kişi ve ailenin izni olmadan başka bir profesyonele bilgi vermek için kullanmam.
İlke 8) Kendimi her zaman yenilenirim.
Yeni araştırmaları takip ederim; yeni terapi metodlarını incelerim; kongre, eğitim ve webinarlere katılırım. HCPC, RCSLT ve DKDT gibi derneklere üyeliğimi sürdürür ve ilkelerine, prensiplere ve yeniliklere ayak uydururum. Diğer DKTler ile görüşür, fikir alışverişi yapar, hem kendi bilgilerimi paylaşır hem de onların deneyim ve uzmanlıklarından yararlanır, öğrenir ve gelişirim. Bilgilerimi paylaşmak ve diğer DKTlerin gelişimine destek olmak için DKT öğrencileri ve/veya yeni mezunlarla danışmanlık seansları yapar meslekli gelişimlerine destek sağlarım.
Kaynakça:
Comments